DASEV BAŞKANI M. NEVZAT BUYURGAN’IN ZURİCH(İSVİÇRE) ZİYARETİ SIRASINDAKİ İZLENİMLERİ
Zürich şehri, deniz seviyesinden 408 metre yüksekte Zürich gölünün kuzey kıyısında, Alp dağlarına 30 km. mesafede, batı ve doğusunda ağaçlıklı tepelerin olduğu bir bölgeye yerleşmiştir. Eski şehir Zürih Gölü‘nün Limmat Nehri‘ne birleştiği noktada kurulmuştur. Kuzey ve batısında ormanlık tepelerle çevrilidir. Sihl Nehri şehrin kuzey noktasında Limmat Nehri ile birleşir.
Şehir Zürih Gölünün çevresinde yerleşmiş ve şehrin tarihi dokusu özenle korunmuştur. Üç veya dört yüksek bina dışında yüksek bina yapılmamış. Binaların bittiği yerde orman başlıyor. Her taraf yeşil. Parklar, yeşil alanlar, bisiklet parkurları, insanların rahat edebileceği her türlü altyapı hazırlanmış.
Halk yaygın şekilde toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Her yere tramvay ve tren var. Zürih dışına otobüs vasıtası ile ulaşım sağlanıyor. Cumartesi ve Pazar dışında otomobiller nadiren kullanılıyor.
İsviçre’nin yüz ölçümü 41.000 km2 yani Konya İlimizin yüz ölçümü kadar. Nüfusu 8 milyon. Zürich’in nüfusu 490 bin civarında. Her şey planlı ve programlı. Kurallara uymak kaydıyla her şey insanın rahatı ve mutluluğu üzerine planlanmış.
Trafik ışığı olmayan yerlerde tramvay ve tren dışında Yayaların geçiş üstünlüğü var. Fakat yayalar mutlaka kendilere ayrılan yerlerden geçiyorlar. Yayalar ve sürücüler için kurallara uymamanın çok ağır cezaları var.
Kaldırımlarla yollar arasında demir parmaklık yoktur. Herkes işaretli yerlerden usulüne göre geçiyor. Kaldırımlarda araç göremezsiniz. Sadece paralı ve işaretli park yerlerine araç koyabilirsiniz. Değnekçi v.s yok. Otoparklardaki para makinalarından kalacağınız süreye göre bilet alıyorsunuz.
Tramvay, tren ve otobüs biletlerini de duraklardaki makinalardan alıyorsunuz.
Zürichdeki Kunsthaus, Swiss National Museum, Haus Konstructiv v.b. gibi müzeler görülmeye değer. Luzern Şehrindeki Hofkirche ve Jesuitenkirche Kiliselerinin iç süslemeleri muhteşem.
Zürich şehrinde 50 civarında Türk İslam Derneği olarak kurulmuş dernek var. Zürichdeki
Mimar Sinan Camii’ne ilaveten, Türk İslam Derneklerine ait değişik semtlerde camiler bulunmaktadır. Her dinden insan rahatça ibadetlerini yapmaktalar.
Cuma namazlarında hutbeler Türkçe okunduktan sonra, farklı milletlerden olan cemaat için ayrıca almanca olarak da okunmaktadır.
En çok hoşuma giden husus, insanlar sokakta, tramvayda birbirine selam verip gülümsüyorlar. Bizdeki “Selamün aleyküm”ün karşılığı olan “ Grüse”diyerek selam veriyorlar.
Yaygın dil Almanca olmak üzere, Fıransızca, İtalyanca ve Romanşca dilleri konuşulmaktadır.
“Doğrudan Demokrasi” şeklinde bir yönetim şekli bulunmaktadır. İsviçre bir hukuk devletidir ve mahkemeler hükümetten ve parlementodan bağımsızdır. İsviçre, dünyanın en güçlü ekonomilerden sayılmaktadır. Kişi başına milli gelir 85.000 USA’dır. Yerli ve yabancı sigortasız insan bulunmamaktadır.
Laik ve demokratik düzen, her türlü insan hakları, fert başına yüksek gelir, sıfır terör, bağımsız yargı ve bunlara bağlı olarak oluşturulan Sistem, gelecek endişesi olmaksızın insanları mutlu kılmaktadır. Ulusal bütünlüğümüz içinde darısı bizim başımıza inşallah.
ZÜRİCH GÖLÜ VE ZÜRİCH ŞEHRİNDEN BİR GÖRÜNÜŞ
ZÜRİCH ŞEHRİ VE LİMMAT NEHRİNDEN BİR GÖRÜNÜŞ
ZÜRİCH’DEKİ TÜRK DİYANET VAKFINI ZİYARET
Başkan M. Nevzat Buyurgan, Zürich’deki Türk Diyanet Vakfı Müşavir Vekili Sayın Eşref Dalkıran ‘ı makamında ziyaret etti.
Başkan Buyurgan, DASEV’in Adana ve Türkiye çapındaki faaliyetleri hakkında tafsilatlı bilgiler verdi.
Başkan vekili Sayın Eşref Dalkıran, Türk Diyanet Vakfı’nın Zürich’deki faaliyetlerini anlattı:
“İsviçre Türk Diyanet Vakfı, İsviçre’de yaşayan müslümanların dini görevlerini yerine getirebilmeleri için mevcut imkanları korumak ve geliştirmek;Türk toplumunun kültür seviyesini yükseltmek, dini, sosyal ve kültürel gelişmesi için imkanlar sağlamak; İslam dinini tanımak isteyenlere bilgi vermek amacıyla 1987 yılında kurulmuştur.
Vakıf İsviçre’de yaşayan Türk toplumunun anayasaya saygılı, demokrasi ve insan haklarına inanan topluma uyum sağlamış ve onunla bütünleşmiş bireyler olarak hayatlarını sürdürmelerinde, ayrıca milli ve dini değerlerini koruyup genç nesillere aktarmalarında büyük ve önemli vazifeler ifa etmektedir.Diğer yandan İsviçre’de yaşayan diğer din ve inanç mensupları ile, barış içinde karşılıklı anlayışa dayalı birlikte yaşama ilkesi doğrultusunda merkezden ve cami dernekleri kanalıyla, karşılıklı ziyaretler ve müşterek faaliyetler gerçekleştirmektedir.
Vakıf bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere cami ve müştemilatından oluşan gayrimenkuller edinmekte; basılı, sesli ve görüntülü yayınlar vasıtasıyla İsviçre Türk toplumunu aydınlatmakta, aynı amaçla konferans, seminer ve benzeri etkinlikler gerçekleştirmektedir.
İsviçre’de yaşayan Türk toplumuna hac, umre, cenaze nakli gibi organizasyonlarla yardımcı olmakta; yetenekli gençlere imkanlar ölçüsünde burslar sağlamakta, onların yüksek öğrenim görmelerine ve bilimsel yükselişlerine imkanlar hazırlamaktadır. Vakıf, İsviçre’de bulunan Türk toplumunun faaliyetlerini koordine edebilmek için bu ülkede kurulu dernek vakıf ve diğer resmi-gayri resmi kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır.” dedi.
Soldan sağa Sayın Satı Milan(Kastamonulu), Sayın Eşref Dalkıran ve M. Nevzat Buyurgan