BAŞKAN M. NEVZAT BUYURGAN, ADANA’NIN KURTULUŞUNUN 95. YIL DÖNÜMÜ KUTLAMA TÖRENLERİNE KATILDI
Adana’nın kurtuluşunun 95. yıl dönümü münasebetiyle Adana’da çeşitli programlar düzenlendi.
Program, Atatürk Parkındaki Atatürk anıtına çelenk sunma töreni ile başladı. Törene, Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Milletvekilleri, Adana Büyükşehir Belediye Bakanı, 6.Mekanize Piyade Tümen ve Garnizon Komutanı , rektörler, partilerin il başkanları, Türkiye Muharip Gaziler, Kuvayı Milliye Mücahitler, Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü Dernekleri ve vakıf temsilcileri, okul takımları katıldılar. Tören’e Yeni İstasyon Meydanında devam edildi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün Adana’nın kurtuluş günlerini anlatan konuşmaları ve öğrencilerin okuduğu güzel şiirler katılımcılara duygusal anlar yaşattı.
Bilindiği üzere, Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Cihan Savaşından yenilmiş olarak ve çok büyük kayıplarla çıkmıştır.
16 Mayıs 1916 tarihinde Fransa Hükümeti ile İngiltere Hükümeti arasında bir taksim anlaşmasına varılmıştır. Buna göre Fransızlar, İngilizler lehine Filistin’den vazgeçecekler, buna karşılık Musul Petrollerine ve Ergani bakır madenleriyle Kilikya(Çukurova) pamuklarına sahip olacaklardı.
30 EKİM 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ve arkasından 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanan sevr anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu’nun ölüm fermanı imzalanmış ve Osmanlı toprakları İtilaf devletleri tarafından paylaşıldıktan sonra topraklarımızın her köşesi işgal edilmiştir.Adana ve havalisi de bundan nasibini almıştır.
İngiliz süvarilerinin, Yıldırım Orduları Grup Komutanı alman Liman Van Sandres”in karargahını basmalarından sonra İstanbul Hükümetinin talebi üzerine Liman Van Sanders, 31 Ekim 1918’de tüm yetkileri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e devretmiştir. Alman komutan,”Yenildik, bizim için her şey bitti” diye söze başlayınca, Atatürk “Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istikbalimizin savaşı, o da şimdi başlıyor” diyerek milli mücadeledeki kararlılığını sergilemiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa görevi devraldıktan sonra Adana’da kalmış ve incelemelerde bulunmuştur.
23 Kasım 1918 tarihinde Osmanlı Hükümeti’nin Sadrazam Ahmet İzzet Paşa imzalı “Adana ve yöresinin düşmana bırakılmasını istediği” hakkındaki yazısı üzerine duyarlı Adana halkı büyük tepki göstermiş, “ feryatname” adı altında telgraflar çekerek protesto eyleminde bulunmuştur.
01 Aralık 1918’de İstanbul’da Alimünif Yeğenağa ve arkadaşları tarafından Kilikya’lılar Cemiyeti kuruldu. Cemiyetin amacı, Fransız ve Ermeni işgalcilere karşı mücadele etmek ve milli bilinci harekete geçirmekti.
17 Aralık 1918’de Fransız Yarbay Romieu’nün birliğinin Çukurova’ya ve Suriye’ye, işgal ordusu komutanı Hamlin’in de törenle Adana’ya gelişi ile işgal resmen başlamıştır. işgal kuvvetleri bu arada İskenderun’a da asker çıkarmıştır.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Atatürk , zamanın hükümet ve başbakanına düşmana karşı ateş açılacağını Adana’dan telgrafla bildirmiştir.
Adana’dan verilen bu emir, Türk Milli Mücadelesinin ilk emridir.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal’in 15 Mart 1923 Adana ziyareti sırasında “Bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur.” demek suretiyle milli mücadeledeki Adana ve halkının önemini vurgulamıştır.
20 Kasım 1919’da İngilizler Çukurova’dan çekildiler, yerlerini Fransızlara bıraktılar.Fransız sömürge yönetimi, Ermeni fedai ve çetelerini maşa olarak kullanmak suretiyle yerli halka ağır işkenceler yapmıştır.
Adana ve Çukurova’yı işgal eden Fransızlar, 1915 yıllarında Fıransızlar ve Rusların teşvikiyle isyan eden ve Anadolu’da büyük soykırım yapan ve Suriye ve Lübnan’a sürülen Ermenileri kendi birlikleri içinde Adana ve havalisine, Dörtyol, Saimbeyli, Kozan, Gaziantep, Kahramanmaraş çevresine yerleştirmişlerdir.
Amaç, soykırım eylemlerini Ermeni çetecileri eli ile yürütürken diğer yandan, itilaf güçlerinin “ileri bir karakolu” hükmünde bir Ermenistan Devleti kurulmasına zemin hazırlamaktı.
Bu süre içinde Suriye’den 70 bin Ermeniyi Adana’ya, 12 binini Dörtyol’a, 8 binini Saimbeyli’ye yerleştirmişlerdir. Hatta Gaziantep ve Maraş çevresine de 50 binden fazla Ermeni getirilmiştir.
1918-1919 Fıransız işgali yıllarında Adana ve havalisinde, Fransız –Ermeni işbirliği ile tam bir terör ve katliam dönemi yaşanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Rumeli ve Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile Çukurova’daki Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri arasında bağlantı kurulması sağlanmıştır.
12 Haziran 1920’de Fransız ve Ermeni silahlı grupları Adana’da Kahyaoğlu Çiftliği’nde onlarca Adanalıyı katletmişti. Fransız işgal yönetimi Türklerin “emniyette olabilmesi için” şehri boşaltmalarını teşvik etmiştir.
Fransız-Ermeni işbirliğinin Çukurova halkına hayat hakkı tanımayan imha hareketi karşısında Adana halkının Toros Dağları’nın yamaçlarına çekilmesi kaçınılmaz hale geldi. Bu olaylar 10 Temmuz 1920 tarihinde “ Kaç Kaç” hareketi olarak Millî Mücadele tarihimize geçmiştir.
Fransızlar, 9 Temmuz 1920 tarihinde top ve tank desteğinde, 2000 kişilik bir kuvvetle, Yüreğir Ovası harekâtını başlatmışlardır. 20 günden fazla süren bu harekat sırasında, Türk kurtuluş kuvetleri, kuzeye çekilmek zorunda kalmış , fakat çekilirken de birçok küçük çarpışmada düşmana önemli kayıplar verdirmiştir.
Meşhur Fransız Menil taburu, Toroslar’ın stratejik noktasındaki Pozantı, Belemedik, Hacıkırı gibi bölgeleri işgal etmişti.
Karaisalı’dan harekete geçen Kurtuluş Kuvvetleri Belemedik’i geri almıştı.Daha sonra 24 Mayıs 1920’de Binbaşı Menil, gece yarısı Pozantı’dan ordusunu çekmek zorunda kalmıştı. Kurtboğazı’nı geçerken az sayıda Türk mücahidine esir düşmüştü.
Fransız işgal kuvvetleri ve ermeni çeteleri işgal ettikleri yerlerde halka büyük zulüm ve katliam yaptıklarından halk ölüm korkusu içinde evlerini barklarını terk ederek göç ettiler, Konya, Niğde, Bor ve Ulukışla’ya, bir kısmı da Belemedik, Karapınar, Pozantı ve Toros eteklerine yerleşti. Göç sırasında yüzlerce vatandaşımız şehit oldu, yaralandı.
5 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak ve Milletvekilleri Pozantı’ya gelmiş, burayı il haline getirerek Pozantı Kongresi’ni yapmışlardır.
Düşmanın saldırısı karşısında, Adana ve havalesinde direnişe geçen Türkler, çok büyük kayıplar vermişlerdir.
Verilen bu kayıplar ve yapılan mücadele sonucunda, 1920 yılı sonlarında Fransızları ağır yenilgiye uğratmayı başarmışlardır.
İlk Kuvayı Milliye(ilk silahlı direniş) kıvılcımı 19 Aralık 1918’de Fransızlara karşı başlamıştır.
Bu mücadelelerin sonunda, Fransa ile TBMM Hükümeti arasında 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması imzalandı. 5 Ocak 1922’de Fransızlar beraberlerinde getirdikleri Ermenilerle birlikte bölgeyi tamamen boşaltmışlardır.
Bu savaşlarda fedakarlık gösteren Şeyh cemil ve adamları, Tekelioğlu Sinan, Kara Afat, Selahattin Adil, Manisalı Ali, Osman Çamurdan, İbo Osman, Hacı Ağa, Şehit Ökkeşoğlu Efe, Emin Ağa, Kılavuz Hatice, Tayyar Rahime, Kara Fatma (Adile Onbaşı) gibi adını sayamayacağımız daha nice kahramanlar Adana ve havalisinin Fransız işgalcilerinden ve Ermeni katillerinden kurtarilmasında çok büyük başarılar göstermişlerdir.
Başkan Buyurgan, Adana’nın kurtuluşu ve kurtuluş öncesi Ülkemizde ve Adanamızda yaşanan acı olayları, Atatürk’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesini cocuklarımıza ve gelecek nesillere bütün çıplaklığı ile anlatmamız gerektiğini söyledi.
Her yıl mutad olarak Adana’nın kurtuluşunu törenlerle kutladığımızı fakat bununla ilgili tarihi olayların, nedenleri ve sonuçları hakkında çoğu Türk vatandaşının ve çoğu Adanalı’nın yeterli bilgisi olmadığını belirtti.
Buyurgan, Tarihini bilmeyen ve geçmişten ders almayan milletlerin huzur ve sükuna kavuşamıyacağını, muasır milletlerin gerisinde kalacağını ifade etti ve “Şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz” dedi.